VEDAT TÜRKALİ - Mavi Karanlık

1983; Everest Yayınları, 10. Basım Mayıs 2014, 448 syf


Vedat Türkali'nin ikinci romanı Mavi Karanlık, ülkeyi 12 Eylül'e götüren şiddet olaylarının iyice tırmandığı, neredeyse her gün suikast haberlerinin geldiği dönemde, darbeden hemen önceki yaz aylarında geçiyor. Yazar, ülkenin üzerine çöken karanlığa inat güneşli günlerin ve bohem hayatının yaşandığı Bodrum'a konuşlandırmış romanı. Kitabın konusu, yüzeyde, olayların merkezinde yer alan Nergis'in ölüm tehditleri alan sevgilisi Korhan'ı koruyabilmek için, çocukluğunun geçtiği ve karanlığın henüz ulaşamamış gibi göründüğü Bodrum'a getirmesi ve burada hayatına giren diğer insanların (babası avukat Muhtar, annesi sosyetik Jale ve yeni kocası, vb..) ekseninde yaşanan olaylardır. Özünde ise, yazarın pek çok kitabında yer alan halk-aydın uyumsuzluğu, aydın-entellektüel kesim eleştirisi yer alır.

Nergis'in hayatına yeniden girerek olaylara yön veren asıl kişi ise ilk aşkı Özgür ve Özgür'ün Nergis üzerinde, hala devam eden etkisidir. Fiziksel gücü ve denize olan aşkı özellikle vurgulanan Özgür'ün gizli bir örgütle ilişkisi olduğu gerekçesiyle tutuklanması, haftalar sonra serbest bırakıldığında gördüğü işkenceler yüzünden hem fiziksel hem de ruhsal olarak tamamen çökmüş olması (denizden korkacak kadar) ve Nergis'in kendisini Özgür'ün bakımına adaması kitabın varış noktasını belirler. 

Yazarın kitaplarında genel olarak kendine yer bulan halk-aydın kopukluğu, ülkenin içinde bulunduğu durum karşısında aydınların ilgisizliği ve fikir-icraat uyumsuzluğu Mavi Karanlık'ın üzerine oturtulduğu temeldir. Şiddet olayları iyice artmış, cinayetlerin önü alınamamışken Bodrum'da yaşayan (ya da Bodrum'a kaçan) aydınlar partiler verip gece kulüplerinde eğlenmektedir. 

"Tabaklarla, içki şişeleriyle donanmış masalardaki arkeolog, gazeteci, yazar, öğretmen, doktor, mimar, hukukçu, radyocu, televizyoncu, büyük kent sosyetelerinden bilinen yüzler, türkülü, kahkahalı, gülücüklü, konuşmalı, alkol kokulu, sigara dumanlı bir ortalıkta karman çorman..."

Kurgulanan 'nihilist özellikli aydın-bohem' karakterlerin içinde en kişiliklisi Korhan gibi görünmektedir. Yazarın aydın kesime yönelttiği sert eleştiriyi Korhan'ın ağzından çıkan şu sözlerde duymak mümkün: "Alkol salamurasına yatmış bir sürü beyin!" Nergis'in babası Muhtar'ın düşünceleri ise aydınların sığ ve bencil kişiliklerine ilişkin bir fikir verir: "Canı cehenneme hepsinin... Kablumbağa olacağım gene. Kabuğuma çekilip burnumun ucuyla gözleyeceğim çevreyi. Buraya gelirken öyle dememiş miydim; niye döndüm? Dönmedim. İşte, söylüyorum gene. Yetti be. Bu pis, bu rezil, bu kanlı dünyada sevginin de yeri yok sevecenliğin de, Hepsi bela kişinin başına. Seveceksen kendini sev!" 

"Vedat Türkali, Mavi Karanlık'ta 70'li yılların ikinci yarısında ülkemizin içine düştüğü korkunç durumu, terörü, dehşeti, kıyıcılığı, özellikle aydınların öldürülmelerini, sakat bırakılmalarını, işkenceyi, güvensizliği, can korkusundan başka yörelere kaçmayı, çıkarcıları, vurguncuları, bencilleri, emek hırsızlarını ve insancıkların içine düştükleri ruhsal bunalımları, sevgi titreşimlerini gerçeğe en yakın, abartıya kaçmayan, arı Türkçesiyle, sürükleyici bir biçimde okuyucuya sunuyor." (Yılmaz Çongar)

İstanbul'a fabrikada çalışmak üzere gitmek isteyen İbraam işçi sınıfının, "halkın-yurdum insanı"nın temsilcisidir. Saflığı, iyi yürekliliği ve öğrenmeye açıklığı ile kitaptaki pek çok karakterin arasında, karanlıkta yanan mum gibi göze çarpar. İbraam'ın hikayenin sonunda verdiği -ve muhtemelen hayatını kurtaran- kararı, yazarın belki de en çok onu sevdiği izlenimini uyandırır. 

Bir Gün Tek Başına ile kıyaslandığında yıldızı daha az parlasa da, karakterlerin kurgusundaki isabet ile Türkali'nin aydın-burjuva sınıfına yönelttiği eleştirinin açık bir resmini görmeyi mümkün kılıyor Mavi Karanlık.

Keyifli okumalar. 


Kaynaklar:
Yasemin Koç, Vedat Türkali'nin Romanlarında Şahıslar Kadrosu, Yüksek Lisans Tezi 

Yorumlar

Popüler Yayınlar